TEDBİR NAFAKASI- YOKSULLUK NAFAKASI- İŞTİRAK NAFAKASI

1. TEDBİR NAFAKASI

TANIM :Tedbir nafakası talebi boşanma davasından önce ayrı bir dava olarak açılabileceği gibi boşanma davası sırasında da talep edilebilir. Boşanma davası sırasında hakim tedbir nafakasına re’sen hükmedebilir. Bunun için talep şart değildir. Ancak taraflar da dava dilekçesi ile birlikte veya sonradan yargılamanın herhangi bir aşamasında tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Tedbir nafakası davasından sonra boşanma davası açılmışsa bu iki dava birleştirilir. Nafaka ödeyecek eşin, bakım borcu, çalışamayacak kadar hasta ve sakat olması hariç, işsiz olması hali dahil, tedbir nafakasına hükmedilmesine engel teşkil etmez. Tedbir nafakası ölümle sona erer ve hiçbir şekilde mirasçılara geçmez. Gerekli şartların oluşması halinde, nafakanın arttırılması ya da tenzili mümkündür. Çocuklar için verilen tedbir nafakası reşit olana kadar geçerlidir. . Tedbir nafakası prensip itibariyle para olarak ödenir. Hakim, nafakayı Türk Lirası olarak kararlaştırır. Tedbir nafakasına kural olarak, tarafların mahkemeye müracaatları tarihinden yani dava tarihinden itibaren karar verilir. Tedbir nafakasının boşanma ile birlikte sona ereceği kabul edilmektedir.

a. Boşanma davasından önceki tedbir nafakası

Eş ve Reşit olmayan çocuklar yararına hükmedilecek tedbir nafakasıdır. Bağımsız bir dava olarak açılır. Başvurma harcı dışında, yıllık nafaka bedeli (talebi) üzerinden nisbi harç alınır. Nisbi Avukatlık ücretine hükmedilir.

-Görevli ve yetkili mahkeme :Görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile mahkemesinin olmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri Aile Mahkemesi sıfatı ile görevlidir. Yetkili mahkeme taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir. Eşlerin yerleşim yerleri birbirinden farklı ve her ikisi de tedbir alınması talebinde bulunmuş ise, yetkili mahkeme ilk istemde bulunanın yerleşim yeri mahkemesidir. Tedbirlerin değiştirilmesi, tamamlanması veya kaldırılması konusunda yetkili mahkeme, önlem kararını veren mahkemedir. Ancak, her iki eşin de yerleşim yeri değişmişse, yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yeni yerleşim yeri mahkemesidir.

– Şartları :

1. Nafakaya hükmedilebilmesi için eşlerin aynı evde yaşamamaları gerekir. Bununla birlikte eşler ayrı yaşamakta haklı olmalıdırlar. Örneğin, eşinin kendisini dövdüğü, ağır ihmali, başka kadınla ilişkisi olduğu gibi. Bu haklılığı tedbir nafakası talep eden eş, her türlü delille ispatlayabilir. Boşanma veya ayrılık davalarında eşler ayrı yaşama hakkına sahip olduklarından, hakim Türk Medeni Kanunun 169. Maddesine göre nafakaya kendiliğinden hükmedecektir.

2. Kusur unsuru dikkate alınmaz: Nafakaya hükmedilmesi için, evlilik birliğinin dağılmasında eşlerin kusurlu olup olmadıklarına bakılmaz. Lehine nafakaya hükmedilen eşin, az veya çok kusurlu olması, hatta kusurun tamamen kendisinde bulunması bu esası değiştirmez

3. Borçlunun gelir ve mali durumu: Eşlerden birinin, diğerine nafaka ödemesi için nafaka ödeyecek durumda olması gerekir. Nafakanın miktarının tespitinde, eşlerin ekonomik güçleri de göz önünde tutulur. Eşlerin doğrudan gelirleri yanında mal varlıklarındaki gelirleri de esas alınır.

4. Tedbir nafakasına hükmedilen eşin ihtiyacı: Eşlerin nafaka miktarını tespit yetkisi hakime aittir. Nafakanın miktarını tespit ederken göz önünde tutulacak husus, hükmedilecek nafakanın evlilik birliği devam ederken eşlerin birlikte sürdürdükleri hayata uygun bir yaşam sürdürebilmelerine yeterli olmasıdır. Tedbir nafakası, taraflardan birinin talebi olmasa da hükmolunur. Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi emredici bir kuraldır. Tedbir nafakasına karar verilirken önce, eşlerin ihtiyaçlarına bakılır. Eşlerin ihtiyaçları belirlenirken cinsiyet farkı gözetilmez. Dava masrafları da eşlerden birinin durumu iyi, diğerinin kötü ise durumu iyi olan eş tarafından ödenir

b. Boşanma Davası sırasında tedbir nafakası

Medeni Kanun’un 169. maddesine göre: ‘’Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.’’

Boşanma davası sırasında talep edilen tedbir nafakası boşanma isteğinin kesinleşmesine kadarki sürede zor durumda kalan eşe re’sen veya talep doğrultusunda boşanma tarihinden başlayıp hükmün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere verilen nafakadır

1. Boşanma davası açılmakla eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar.

2. Boşanma davasına bakan hâkim, davanın devamı süresince talep olmasa da kanunun öngördüğü üzere kadının barınmasına, bakımına, çocukların muhafazasına yönelik tedbirleri almak zorundadır.

3. Eş, tedbir nafakasını boşanma davası ile birlikte ya da yargılamanın her aşamasında kendisi ve çocukları için isteyebilir. Boşanma davasıyla eşler bakımından ayrı yaşama hakkı doğduğundan boşanma davası süresince tedbir nafakası talebinde bulunabilmek için talepte bulunan eş, boşanma davası öncesinde açılan tedbir nafakası davasında olduğu üzere ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat etmek zorunda değildir. Hükmedilecek nafaka, tarafların sosyal ve ekonomik şartlarına uygun olmalıdır. Nafakanın başlangıç tarihi, dava tarihidir. Söz konusu davada nafaka isteyen eş, tamamen kusurlu dahi olsa hâkim, kocanın bakım yükümlülüğü devam ettiğinden çocuk ve kadın lehine, eş ve çocukların ihtiyaçlarını dikkate alarak uygun miktarda tedbir nafakası takdir eder. Kadının geliri yüksek olsa dahi evlilik birliğinin devamı süresince iş ve çocukların infak ve iaşesi kocaya ait olduğundan dava tarihinden boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar tedbir nafakasına hükmolunur. Ancak, akıl hastası olan, çalışamayan ve serveti, mal varlığı, geliri olmayan koca ile asker olan şahsi mal varlığı olmayan koca tedbir nafakası ile sorumlu tutulamaz. Tedbir nafakası

boşanma davası tarihinden başlayıp hükmün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere hükmedilir.

4. Tedbir nafakasında faize hükmedilemez.

5. Nafaka Türk Parası üzerinden hükmedilmelidir. Talep yabancı para dahi olsa hüküm TL üzerinden ve o günkü kur üzerinden hükmedilmelidir. Ancak tarafların nafakanın yabancı para üzerinden olmasını birlikte istemeleri hariçtir.

6. Nafaka şahsa bağlı bir haktır. Önceden vazgeçilmesi yani feragat edilmesi kesin hüküm oluşturmaz, sonradan ayrı bir dava ile yeniden istenebilir.

7. Koca yurt dışında çalışıyor ve maaşı da belli değil ise “Çalışma bakanlığı Yurt dışı işçi Sorunları Genel Müdürlüğü” ne müzekkere yazılarak ortalama maaş miktarı belirlenmelidir.

2. YOKSULLUK NAFAKASI :

MK. m. 175 ‘e göre “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

-TANIM :Yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra ekonomik olarak daha kötü duruma gelecek yani boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan, yeterli ve düzenli bir gelire sahip olmayan eşin talebi halinde boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren ödenmesine hükmedilen nafaka çeşididir. Boşanma davası içerisinde talep edilebilir veya boşanma davası sonrasında bu dava açılabilir.

-Şartları

1. Talep şartı :Mahkeme tarafından yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için mutlaka açık bir talebin olması gerekmektedir. Bu talep dava dilekçesinde belirtilebileceği gibi yargılama sırasında duruşmada talebi tutanağa geçirmek suretiyle de yapılabilir. Yoksulluk nafakasının miktarı da talepte belirtilmelidir.

2. Kusur oranı :Yoksulluk nafakası talebinde bulunan eşin kusurunun diğer eşten daha fazla olmamalıdır. Talepte bulunan ya kusursuz olmalı ya da diğer eşten daha az kusurlu olmalıdır. Aksi takdirde lehine nafakaya hükmedilmesi mümkün olmayacaktır. Burada karşı tarafın kusurlu olması şartı aranmaz. İki taraf ta kusursuz ise yine kişi, diğer taraftan daha fazla kusurlu olmadığı için nafaka talebinde bulunabilir.

3. Mahkemece nazara alınacak hususlar :Yoksulluk nafakasına ve miktarına hükmedilmeden önce Mahkeme tarafından nafaka talep eden kişinin çalışıp çalışmadığı, ne kadar maaş aldığı, sigortalı olup olmadığı, nafaka talep edenin

adına kayıtlı araç ve/veya taşınmazı bulunup bulunmadığı, banka kayıtları, miras yoluyla intikal eden/edecek malvarlığı bulunup bulunmadığı, yurtdışından geliri olup olmadığı, emekli aylığı alıp almadığı gibi hususlar araştırılır.

4. Nafaka talep edenin çalışması nafakaya hükmedilmesine engel değildir:Yoksulluk nafakası talep eden kişinin aldığı ücretin normal yaşam standartlarına göre kişiyi yoksulluktan kurtarmadığı sonucuna varılırsa bu durumda da nafakaya hükmedilebilecektir.

5. Yoksulluk nafakası süresizdir :Kural olarak yoksulluk nafakası süresizdir. Ancak bazı durumlarda nafaka sona erer. Bu durumlar;

– Nafaka talep eden kişinin yeniden evlenmesi ile nafaka sona erer.

– Taraflardan birinin ölümü ile kendiliğinden kalkar.

– Nafaka talep eden kişinin evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hallerinde ise Mahkeme kararı ile kaldırılır.

3. İŞTİRAK NAFAKASI

MK. m. 182/2’ye göre “velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuk il kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

-TANIM : Eşlerin çocukları için talep edilebilecekleri nafaka türüdür. Velayet kendisine verilmeyen eşin , çocuğun eğitim ve bakım giderleri için gücü oranında ödediği nafakadır. Velayete haiz eş ekonomik durum olarak diğer eşten her zaman iştirak nafakası isteyebilir. Boşanma davası devam ederken veya dava sonrası yani karar kesinleştikten sonra da istenmesi mümkündür. İştirak nafakasının miktarı belirlenirken ödeyecek kişinin ödeme gücü ve çocuğun ihtiyaç giderlerine bakılır. Yargıtay kararlarına göre çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan taraf çalışma gücünden yoksun ise ya da herhangi bir geliri yoksa iştirak nafakası ödemekle sorumlu tutulamayacaktır. İştirak nafakası ödemesinin başlangıç tarihi mahkeme kararının kesinleştiği tarihtir. İştirak nafakası kural olarak nafaka ödenen çocuğun ergin olması ile sona erer. Ancak çocuk eğitimine devam ediyorsa eşler çocuğun eğitimine güçleri oranında katılmakla yükümlüdürler. Bu sebeple ergin olduktan sonra eğitimine devam eden çocuk açısından nafaka yükümlülüğü devam eder.

-Görevli ve yetkili mahkeme : Boşanma davası açılmış ise, davanın açıldığı Aile Mahkemesinden talep edilir. Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında , nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki Aile mahkemeleri yetkili ve görevlidir. Aile mahkemelerinin olmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri Aile Mahkemeleri sıfatıyla görevlidir. Nafakanın artırılması ve azaltılması davalarında da aynı kurallar geçerlidir.

-Şartları

1. Kusur aranmaz : İştirak nafakası ortak çocuklar için ödeneceğinden bu tür nafakada tarafların herhangi bir kusuru aranmayacaktır.

2. Talep şartı yoktur :Mahkemenin iştirak nafakası hakkında karar verebilmesi için eşlerden birinin talep etmesine gerek yoktur. Mahkeme bu konuyu talep olmasa bile kendiliğinden değerlendirir.

3. Mahkeme talep edilen miktardan fazlasına hükmedemez :Mahkeme talep edilen iştirak nafakasından daha fazlasına hükmedemez. Örneğin; 250 TL nafaka talebinde bulunulmuşsa mahkeme 250 TL’den daha azına hükmedebilecektir. Ancak daha fazlasına hükmedemez.

4. Mahkemece nazara alınacak hususlar :İştirak nafakasının miktarı belirlenirken ödeyecek kişinin ödeme gücü ve çocuğun ihtiyaç giderlerine bakılır. Çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan taraf çalışma gücünden yoksun ise ya da herhangi bir geliri yoksa iştirak nafakası ödemekle sorumlu tutulamayacaktır.

İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

1. HGK.07.10.1998 gün 1998/2-656 E, 1998/688 K :Nafaka alacaklısının asgari ücretle çalışıyor olmasının yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olmadığı.

2. 3. HD. E. 2013/8592 K. 2013/10261 T. 17.06.2013 :Nafakanın takdir edildiği tarihe göre davacının ihtiyaçları ile davalının ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik yoksa ÜFE oranı dikkate alınarak denge korunmalıdır.

3. 3. HD. E. 2014/1942 K. 2014/9942 T. 19.06.2014 :Nafaka ve nafakanın artırılması davalarının kabulü halinde davanın açıldığı tarih esas alınarak karar verilmelidir.

4. 3. HD. E. 2013/1451 K. 2013/14307 T. 10.10.2013 :Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemeleri de yetkilidir.

5. 2. HD. E. 2002/6665 K. 2002/7412 T. 3.6.2002 :HAKİMİN RESEN ALMAK ZORUNDA OLDUĞU GEÇİCİ ÖNLEMLER ( İşi ve Geliri Olmayan Kadın Yararına Türk Medeni Kanununun 185/2, 186/3 Maddelerine Uygun Miktarda Tedbir Nafakası )

6. HGK E. 2004/2-8 K. 2004/27 T. 28.1.2004 :KUSUR ( Tedbir Nafakası/Hakimin Boşanma Davasının Devamı Süresince Eşlerin Barınmasına Geçimine İlişkin Geçici Önlemleri Re’sen Alacağı – Kusursuzluğun Gerekmediği )

7. 3. HD. E. 2004/9228 K. 2004/8910 T. 13.9.2004 :AYRI YAŞAMA ( Evlilik Birliği Devam Ederken – Tedbir Nafakası Talebi/Ayrı Yaşamada Haklı Olunduğunun Kanıtlaması Gereği )

8. 2. HD. E. 2004/898 K. 2004/4371 T. 6.4.2004 :TEDBİR NAFAKASI ( Dava Tarihinden İtibaren Faize Hükmedilememesi ) FAİZ BAŞLANGICI ( Tedbir Nafakasına Uygulanacak Olan )DAVA TARİHİNDEN İTİBAREN FAİZ YÜRÜTÜLEMEMESİ ( Tedbir Nafakasına )

9. 2. HD. E. 2005/1631 K. 2006/545 T. 30.1.2006 :TEDBİR NAFAKASI ( Her An Doğup İşleyen Alacak Niteliğinde Olduğu – Boşanma )BOŞANMA ( Davacı Yargılama Sırasında Tedbir Nafakası İstemediğini Beyan Ettikten Sonra Yeniden Tedbir Nafakası Talep Etmesi – Yeniden Tedbir Nafakası Talep Edilen Tarihten Boşanma Kararının Kesinleştiği Tarihe Kadar Devam Etmek Üzere Verileceği )

10. 2. HD. E. 2003/5085 K. 2003/6191 T. 28.4.2003 :NAFAKANIN LİKİT ALACAK NİTELİĞİ ( Boşanma Davasında Ara Kararı İle Verilen Tedbir Nafakası – Takibe İtiraz/İcra İnkar Tazminatına Hükmedilmesi Gereği )

11. 2. Hukuk Dairesi E.2003/1879 K.2003/2921 T.5.3.2003 :BOŞANMA DAVASI AÇILMAKLA EŞLERİN AYRI YAŞAMA VE NAFAKA İSTEME HAKKI DOĞAR. DAVA TARİHİNDEN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE, KADIN YARARINA UYGUN MİKTARDA TEDBİR NAFAKASINA HÜKMEDİLMESİ GEREKTİĞİNİN GÖZETİLMEMESİ BOZMAYI GEREKTİRİR.

12. 2. HD. E. 2007/1859 K. 2007/14951 T. 5.11.2007 :ARA KARAR İLE ANNEYE TESLİM EDİLEN ÇOCUK ( Çocuk İçin Takdir Edilen Tedbir Nafakası Anneye Teslim Tarihinden İtibaren Başlatılmak Gerektiği )

13. 3. HD. E. 2002/5950 K. 2002/6428 T. 4.6.2002 :YOKSULLUK NAFAKASI ( Boşanma Nedeniyle Hükmedilen – Asgari Ücretle İşe Girmenin O Kişiyi Yoksulluktan Kurtarmayacağı )

14. HGK E. 2004/2-223 K. 2004/225 T. 14.4.2004 :EŞİT KUSUR ( Kadının Boşanma Yüzünden Yoksulluğa Düşeceğinin Anlaşılması – Uygun Miktarda Yoksulluk Nafakasına Takdir Edilmesi Gereği )

15. 3. HD. E. 2004/1827 K. 2004/1802 T. 9.3.2004 :MADDİ DURUMUN DEĞİŞMESİ ( Dul Ve Yetim Maaşının Yoksulluğu Ortadan Kaldırmayacağı – Yoksulluk Nafakasının Devam Etmesi Gereği )

16. 2. HD. E. 2005/12096 K. 2005/14638 T. 24.10.2005 :İŞTİRAK NAFAKASI ( Malvarlığı ve Geliri Olmayan Kadının Sorumlu Tutulamayacağı )

17. 3. HD. E. 2005/7997 K. 2005/8108 T. 18.7.2005 :İŞTİRAK NAFAKASININ TAHSİLİ ( Aile Hukukundan Doğan Borca İlişkin İtirazın İptali Davasında Aile Mahkemesi Görevli Olduğu )

18. 3. HD. E. 2005/9226 K. 2005/8838 T. 20.9.2005 :NAFAKA TALEBİ ( Temyiz Parasal Sınırının Tespitinde Yıllık Nafaka Miktarının Esas Alınacağı – Nafaka Miktarının Tespiti Usulü )

19. 2. HD. E. 2010/17921 K. 2012/2392 T. 13.2.2012 : İŞTİRAK NAFAKASI TALEBİ ( Çocuğun Velayetinin Babada Olduğu Halde Dava Tarihinden Beri Fiilen Davacı Annesinin Yanında Kaldığı – Ana Yararına Nafakaya Hükmedileceği )

20. 2.HD. E: 2006/1250 Karar: 2007/233 Karar Tarihi: 23.01.2007 :BABANIN EĞİTİMİ SONA ERİNCEYE KADAR ÇOCUĞA BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLMASI