TEBLİGAT HUKUKU
GİRİŞ
Tebliğ kelimesi Arapça kökenli olup, sözlükte, bildirme duyurma, anlatma olarak tanımlanmaktadır1. Tebligat tebliğ kelimesinin çoğulu olan tebliğler ile aynı anlamda olup hukuksal bir işlemin ilgilisine yasanın öngördüğü usul ve esaslar çerçevesinde bildirilmesidir2. Bu bildirim yazı ya da ilan ile olabileceği gibi 6099 sayılı yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte elektronik yolla da yapılabilmektedir.
Hukuk alanında tebligat bireylerin aleyhlerine yapılan işlemlerden haberdar olması hatta bu işlemlerde hoşnut değillerse bunlara itiraz etmeleri açısından önem taşımaktadır4. Zira birey hakkında yapılan gerek adli gerekse de idari işlemlerden ya tefhim ile ya da tebliğ ile haberdar olur. Haberdar olduğu işlemlere karşı itiraz etme hakkı da belli bir süre ile sınırlandırılmıştır. Bu konu kendisine bildirilmez ve ya bildirim işlemi usule aykırı yapılırsa bu hakkını kullanması mümkün olmayacaktır. Usule aykırı olarak yapılan tebligat sebebiyle bir kimsenin hak kaybına uğraması hukukun amacına hizmet eden bir durum olmadığı gibi bireyin adil yargılanma, savunma ve hukuki dinlenilme hakkı gibi Anayasal haklarının da ihlali niteliğindedir. Zira bu durum 6099 sayılı Kanunun genel gerekçesinde “…tebligattaki yanlışlık, eksiklik ve usulsüzlük adil yargılanma hakkının ihlaline varacak sonuçlar doğurabilecektir…”denilerek özellikle vurgulanmıştır.
Söz konusu gerekçede Tebligatın bir yandan güvenli ve doğru şekilde yapılması, diğer yandan da mümkün olan en kısa sürede, en ucuz ve en basit şekilde yapılması gerekliliği de vurgulanmış ve böylece tebligatın amacı açıklanmıştır5. Yani amaca hizmet eden bir tebligatın, usule uygun, en kısa sürece en ucuz ve basit şekilde yapılması gerekmektedir. Bu amaca ulaşmak için 7201 Sayılı kanunun bazı maddeleri 6099 Sayılı kanun ile değiştirilmiştir
TEBLİĞ İŞLEMLERİNİ YAPAN POSTA MEMURLARININ DİKKAT ETMELERİ GEREKEN HUSUSLAR VE İLGİLİ MADDELER
Tebligat Kanunun 1. Maddesinde yapılacak olan tüm tebligatların Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılacağı kabul edilmiştir. Tebligat Kanunu ve Yönetmeliği hükümleri tamamen şekli olduğu için kanunun gösterdiği kimselerden başkası tebliğ yapmakla yetkilendirilemez.
Ptt tebliğ işlemlerini bünyesinde bulunan memurları vasıtasıyla yapar. Tebliğin amacına hizmet edebilmesi için dağıtım işlemlerini yapacak olan memurların konuyla ilgili iyi bir eğitim almaları gerekmektedir Zira usule aykırı yapılan tebligatlar sebebiyle işlemi yapan kimselerin cezalandırılması söz konusu olabilecek, küçük ihmallerin bedeli ağır olabilecektir.
6099 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden önce tebliğ işlemleri yazı ya da ilan yolu ile yapılmaktaydı. Söz konusu olan kanunun 2. Maddesi ile 7201 sayılı kanunun 7. Maddesine 7/a şeklinde madde eklenerek
“Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir.
Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur.(2)
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” Denilerek elektronik yolla tebligatın ülkemizde uygulanabilirliği kabul edilmiş ve bu durum anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler için zorunlu kılınmıştır. Bunlar dışındaki kimseler için zorunlu kabul edilmemiş fakat tebliğe elverişli bir adres vermeleri ve talep etmeleri halinde tebligatlarının bu yolla yapılabileceği kabul edilmiştir.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik posta adresine ulaştığı tarihte değil, ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Kanunun aradığı sürelerde bu günün sonundan itibaren başlar. Tebliğin beşinci günün sonunda yapılmış sayılmasındaki amaç, insanların birkaç gün posta adreslerine bakmayı ihmal edebilecekleri ve bu sebeple hak kaybına uğrayabilecekleri ihtimali ile kabul edilmiştir. Prof. Dr. Ejder Yılmaz , beş günlük sürenin beş iş günü olarak kabul edilmesinin daha isabetli olacağı kanaatindedir.
Kanun maddesinin son fıkrasında uygulamaya ilişkin usul ve esasların yönetmelik ile belirleneceği belirtilmiş ve bu çerçevede ELEKTRONİK TEBLİGAT YÖNETMELİĞİ çıkarılmıştır. İlgili yönetmeliğin 1. Maddesinde elektronik tebligat işlemlerinin Posta ve Telgraf teşkilatı tarafından yapılacağı açıkça belirtilmiştir.
Yönetmeliğin 8. Maddesinde “Tebligatı çıkaran merci, elektronik tebligat mesajını idare tarafından verilen elektronik tebligat adresi aracılığıyla İdareye ulaştırır.” Denilerek kanunun tebligat çıkarmaya yetkili kıldığı ve 1. Maddesinde saydığı kurumların elektronik tebligat mesajını nasıl idareye (ptt’ye) ulaştıracağı açıklanmıştır.
Yönetmeliğin 9. Maddesinde “Kendisine elektronik tebligat mesajı ulasan Đdare, bu mesajı zamandamgasıyla iliskilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine; muhatap diğer bir hizmetsağlayıcıdan elektronik tebligat adresi almıs ise, bu hizmet sağlayıcının sunucusuna iletir.
Kendisine elektronik tebligat mesajı ulasan diğer hizmet sağlayıcıları da bu mesajı zamandamgasıyla iliskilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine iletir.
(2) idare ve hizmet sağlayıcılar, zaman damgası bilgisini ve mesaj özetini muhataba
iletmez, sisteminde tutar.
(3) Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik tebligat adresine ulastığı tarihi
izleyen besinci günün sonunda yapılmıs sayılır.
(4) Hizmet sağlayıcılar, muhatabın adresine elektronik tebligatın iletilip iletilmediğine
ve gecikme oluşmuşsa bu gecikmeye ilişkin kayıtlar da dahil tüm süreçlerin olay kayıtlarını tutar, bu bilgileri idarenin sistemi vasıtasıyla tebligatı çıkaran merciye derhal bildirir.
(5) Olay kayıtları günde en az bir defa olmak üzere zaman damgası eklenerek güvenli
elektronik imzayla imzalanır ve erişilebilir şekilde arşivlerde otuz yıl süreyle saklanır.
(6) Hizmet sağlayıcılar, talep halinde elektronik tebligata ilişkin delil kayıtlarını yetkili
mercilere elektronik ortamda sunmakla ve bu amaçla oluşturacağı sistemi hazır tutmakla yükümlüdür.
4. Kanunlarına göre davetiye ve celpnamelere derci icabeden sair hususları,
5. Davetiyeyi çıkaran merciin mührünü ve mahkeme başkatibinin ve diğer mercilerde salahiyetli memurun imzasını.
Bilinen adreste tebligat:
Madde 10 – Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir.
Tebligatın tebliğ evrakı üzerinde adı yazılı olan muhataba yapılması esastır. Ancak muhatabın tebliğ evrakını alabilmesi için fiil ehliyetine yani medeni haklarını kullanma ehliyetine sahip olması gerekmektedir6. Yani tebliğ için gidilen yerde muhatap, örneğin 18 yaşından küçük ise velisine, kısıtlı ise vasisine, ölmüş ise tebligat yapılmadan ilgili mercie iade edilecektir. Ölü kimseni yakınlarına ya da aynı evde birlikte yaşayan kimselere yapılan tebligat usulsüzdür. Zira kişi ölmekle medeni hakları sona ermektedir.
Maddenin 1. Fıkrasında tebligatın muhatabın bilinen en son adresine yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bilinen en son adres eğer tebliğe elverişli değilse o zaman muhatabın adres kayıt sitemindeki adresine tebligat yapılacaktır. 6099 sayılı yasa ile değişiklik yapılması
ile adres belirsizliği ve ilanen tebligat yapılması ihtiyacı ortadan kalkmıştır. Zira Nüfus Kanununda yapılan değişiklikle herkes artık bir mernis adresine sahiptir. Bireyler adres değişikliklerini nüfus müdürlüğüne bildirmekle yükümlü kılınmış bunun ihlali halinde bir takım yaptırımlar öngörülmüştür. Kişiler adres değişikliğini değişiklik tarihinden itibaren 20 gün içerisinde müdürlüklerine bildirmezlerse para cezasına çarptırılırlar. Yine gerçeğe aykırı beyanın da yaptırımı vardır.
Eğer tebligat yapılacak şahıs kabul ederse illa tebligatı evraktaki adreste yapmanız şart değildir. muhatabın kabulüyle her yerde yapılması mümkündür.
Muhatabın bilinen en son adresine tebligat yapılmadan doğrudan mernis adresine 21/2.maddeye dayanılarak tebligat yapılması usule aykırıdır. Bu konu ileride ilgili madde ile birlikte işlenecektir.
Konuyla ilgili en detaylı açıklama tebligat işletme esasları hakkındaki genelgede yer almaktadır. Genelgenin 36. Maddesi açık ve net olarak durumu izah etmiştir.
GENELGE MADDE 36 – (1) Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır.
(2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve bu Esasların 2 nci maddesinde belirtilen tebligat çıkarmaya yetkili merciler tarafından tebliğ evrakı bu adrese düzenlenir.
(3) Muhatabın adresi ikinci paragrafta belirtildiği gibi Adres Kayıt Sisteminden alınmış ve bu durum çıkaran merci tarafından açık mavi renkte bastırılmış olan tebliğ zarfı üzerine elle, kaşe basmak suretiyle veya zarf üzerinde matbu olarak açıkça belirtilmiş ise, tebliğ memurunca başkaca adres araştırması yapılmadan tebligat bu adrese yapılır.
Vekile ve kanuni mümesile tebligat:
Madde 11 – (Değişik birinci fıkra : 6/6/1985 – 3220/5 md.) Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise,bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır.
(Ek ikinci fıkra: 11/1/2011-6099/4 md.) Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.
Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icab etmedikçe bu mümessillere yapılır.
Maddenin 2. Fıkrasında vekile bürosunda yapılacak olan tebligatların resmi çalışma gün ve saatlerinde yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kural olarak tebligat işlemleri her gün yapılabilmektedir. Fakat vekil ile takip edilen dosyalarda vekile yapılacak tebligat için istisna getirilmiş ve ancak resmi gün ve saatlerde yapılabileceği kabul edilmiştir. Örneğin posta
memuru akşam saat 18:00 da tebligat yapamayacağı gibi cumartesi ve Pazar günleri ile resmi ve genel tatil günlerinde de vekile tebliğ yapamayacak, elindeki evrağı söz konusu günler bittikten sonra avukatın bürosuna götürecektir.
Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat:
Madde 12 –Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır.
Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.
Kanunun 1. Maddesinde tüzel kişilere yapılacak tebligatların onların yetkili temsilcisine yapılması gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay tüzel kişinin yetkili kimsesi yerine orada daimi çalışılana yapılan tebligatı kabul etmemektedir. Örnek Ejder Yılmaz sh. 250.
Tebliği almaya yetkili temsilci bulunmuyorsa ondan sonra gelen ve alma yetkisi olan birine yapılacaktır. o da yoksa bu kişilerin bulunmama sebebi belirtilerek tebliğ o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır. Bu kişilerin imzası alınır. İmzadan imtina varsa bu durumunda tebliğ mazbatasında açıkça belirtilmesi gerekir. Yönetmeliğin 21. Maddesinde bu durum açıkça ifade edilmiştir. Bu sebeple yetkili kimsenin bulunmama sebebi belirtilmeden doğrudan sekretere ya da çalışana yapılan tebligat usulsüzdür. Sebep belirtilmiş fakat tebliğ yapılanın imzası alınmamış ve ya imtina etmişse bu belirtilmemişse tebliğ yine usule aykırı olur. ÖRNEK:EJDER YILMAZ 252
Askeri şahıslara tebligat:
Madde 14 – Astsubaylar hariç olmak üzere erata yapılacak tebliğler, kıta kumandanı ve müessese amiri gibi en yakınüste yapılır.
Yukarıki fıkrada yazılı olanların haricindeki askeri şahıslara birlik veya müessesede tebligat yapılması icabedenahvalde, tebliğin yapılmasını nöbetçi amiri veya subayı temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal bulundurulması veyatebliğin temini mümkün olmazsa tebliğ kendilerine yapılır.
Sefer hali:
Madde 15 – Sefer halinde olan birlik veya müesseseye mensup askeri şahıslara tebligat, bağlı bulundukları Kara,
Deniz veya Hava kuvvetleri kumandanlıkları vasıtasiyle yapılır.mlüdür.
Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat:
Madde 16- (Değişik: 19/3/2003-4829/2 md.)
Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Aynı konutta yaşayan kimselerin illa muhatabın akrabası olması şart değildir. aynı konutta birlikte yaşaması yeterlidir. Tebliğ
mazbatasına aynı konutta oturduğu A isimli şahsa diye yazılması şattır. Bu not düşülmezse tebligat geçersizdir. Örneğin o anda orada misafir bulunan birine ya da şahıs ile aynı apartmanda oturan abisine veya başka birine tebligat yapılamaz. ,
Yargıtay aynı konutta oturduğu hususu belirtilmeden “v oğluna” şeklinde yapılan tebligatın geçerli olmadığını istikrar kazanmış bir çok kararında belirtmiştir. örnek karar EJDER YILMAZ 308
Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası:
Madde 17 – Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.(1)
Otel, hastane, fabrika ve mektep gibi yerlerde tebligat:
Madde 18 – Tebliğ yapılacak şahıs otel, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, mektep, talebe yurdu gibi içine
serbestçe girilemiyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmıyan bir yerde bulunuyorsa, tebliğin yapılmasını o yeri
idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal buldurulması veya tebliğin
temini mümkün olmazsa, tebliğ kendilerine yapılır.
Mevkuf ve mahkümlara tebligat:
Madde 19 – Mevkuf ve mahkümlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memurutemin eder.
Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi:
Madde 20 – (Değişik : 6/6/1985 – 3220/6 md.)
13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğyapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. (Değişik
son cümle: 19/3/2003-4829/4 md.) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.
Yargıtayın konuyla ilgili farklı görüşleri vardır. Yargıtay 12. Hd. 25.03.2004 , 1897/7104 nolu kararında tebliğin aynı konutta yaşayan kimselerden biri tarafından kabul edilmesi halinde 15 gün sonra tebliğ yapıldığının kabul edilmeyeceğini, aynı gün yapılmış sayılacağını kabul etmiştir. Örnek karar sh. 363
Yine Yargıtay başka bir kararında aynı konutta yaşayan kimselerin tebliğden imtina etmesi halinde tebliğin artık 20. Madde değil 21. Maddeye göre yapıldığını ve bu sebeple tebliğin ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış olacağını kabul etmektedir. ÖRNEK KARAR 363
Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina:
Madde 21 – (Değişik : 6/6/1985 – 3220/7 md.)
Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/5 md.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
(Ek: 19/3/2003-4829/5 md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar. (2)
Maddenin 1. Fıkrasında posta memurunun tebliğ yapılacak adrese gitmesi, adresin doğru olduğunu görmesi fakat adreste muhatabı ya da muhatap adına tebliği kabul edecek herhangi bir kimseyi bulamaması söz konusudur. Bu durumda tebliğ imkansızlığı doğar ve muhatap evrağı muhtara imza karşılığında teslim eder. Ve tesellüm edenin adresini taşıyan ihbarnameyi kapıya yapıştırır. Durumu en yakın komşusuna , yöneticiye veya kapıcıya bildirir. Aynı adreste bulunup ta tebliği tebellüğden imtina söz konusu olursa yine aynı işlemler yapılır.
Fakat eğer kişi il dışına çıkmışsa ve aynı konutta yaşayan kimseler imzadan imtina etmişse bu durumda 21. Madde değil 20. Madde uygulanacaktır ve tebliğ 15 gün sonra yapılmış kabul edilecektir.
Tebliğ imkansızlığı halinde tebliğ memuru imkansızlık nedenini bildirmek durumundadır. Aksi takdirde tebliğ usulsüz olur.
İkinci fıkrada yetkili mercice çıkarılan tebligatta eğer adresin muhatabın adres kayıt sitemindeki (mernis ) adresi olduğu açıkça belirtilmişse posta memuru tebligatı21/2. Maddeye göre yapacaktır. Bu durumda kişinin taşınmış olması, orda bulunmaması gibi durumların bir önemi yoktur. Adres araştırması ya da komşuya haber verme durumu da ortadan kalkmıştır.
Posta memurunun tebligatı 21/2 ye mi yoksa 21/1. Maddeye göre mi yapacağı tamamen tebliği çıkaran mercinin gönderdiği zarfın üstündeki nota bağlıdır. Bu adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresidir, ya da 21/2 .maddeye göre yapılacaktır şeklindeki açıklamanın açıklamanın bulunması zorunludur. Bu durum ilgili kaydın tebliğ mazbatası üstünde bulunması zorunludur şeklinde 23.madde de açıkça belirtilmiştir.
Kanunun 21/2.maddesine göre tebligat yapılabilmesi için önce kişinin bilinen en son adresine tebligat yapılmış olması gerekir. Bu yolla tebligat yapılamazsa o zaman 21/2.maddeye göre adres kayıt sistemindeki adrese tebligat yapılabilir. Aksi halde doğrudan 21/2 .maddeye göre yapılan tebliğ usulsüz olur. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/2332E. 2013/10176 karar ve 19/03/2013 tarihli kararında “adresin tebligata elverişli olup olmadığı tespit edilmeden söz konusu adres mernis adresi dahi olsa Tebligat Kanunu21.maddesine göre işlem yapılamayacağı /satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu, ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği …” şeklindeki kararı bu durumu açıkça izah etmektedir.
Yaş ve ehliyet şartı:
Madde 22 – Muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır.
Posta memurunun kanun gereğince tebliğ yapılacak kişilerden kimlik isteme hakkı vardır. Tebliğin yapılacağı kişi görünüş itibariyle 18 yaşından büyük olmalıdır. Bu konuda bir şüphe varsa kimlik istenmelidir. Zira 18 yaşından küçüklere yapılan tebliğ de usulsüz tebliğdir.
İlanen tebligat:
Madde 28 – Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.
Yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır.
Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. (Değişik ikinci cümle: 19/3/2003-4829/9 md.) Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir.
Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icabettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malum adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar.
Konuyla ilgili Yönetmelikteki düzenleme 48-52.maddeler arasındadır7.
MADDE 48 – (1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatıçıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır.
(2) Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuçalınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır.
(3) Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.
(4) İlânen tebligat, bu maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çaredir.
İlanen tebligat usulü
MADDE 49 – (1) İlanen tebliğ, 48 inci madde gereğince ilgili merciin sebebini göstermek suretiyle vereceği karar üzerine aşağıdaki şekilde yapılır:
a) İlan, kendisine tebliğ yapılacak kişinin en güvenilir bir şekilde öğrenmesini sağlayabilecek ve varsa tebliğiçıkaran merciin bulunduğu yerde yayımlanan bir gazetede ve elektronik ortamda Basın İlan Kurumu vasıtasıyla yapılır. Muhatabın en güvenilir bir şekilde öğrenmesini sağlayabileceği umulan gazete, tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde yayımlanan bir gazete ise, ayrıca bir diğer gazete ile ilan yapılmaz.
b) Tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti bir ay süreyle tebliği çıkaran mercide herkesin kolayca görebileceği bir yere asılır.
c) Merci, gerekirse, ikinci defa ilan yapılmasına karar verebilir. İkinci ilan da (a) ve (b) bendi hükümlerine göre yapılır. İki ilan arasındaki süre bir haftadan az olamaz. İkinci ilan, gerekiyorsa yabancı ülke gazeteleriyle de yaptırılabilir.
(2) Adresi yabancı ülkede bulunanlara ilan yoluyla tebliğ yapılmasını gerektiren hallerde, tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı ülkede bulunan kişinin varsa bilinen en son adresine, ayrıca, iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasında saklar.
İlanın yaptırılması
MADDE 50 – (1) İlan, tebliği çıkaran merci tarafından masrafı 8 inci maddeye göre ilgilisinden alınarak 49 uncu madde gereğince yayımlattırılır.
(2) İlan yabancı bir ülke gazetesiyle yayımlanacak ise 38 ilâ 41 inci madde hükümleri de kıyasen uygulanır.
İlanın içeriği
MADDE 51 – (1) İlanda; ilgililerin ad ve soyadları, işleri, yerleşim yeri veya mesken ya da işyeri adresleri, tebliğolunacak evrakın içeriğinin özeti, tebliğin anlaşılabilecek şekilde konusu, sebebi, ilanın hangi merciden verildiği, ilan daveti gerektiriyorsa nerede ve ne için, hangi gün ve saatte hazır bulunacağı hususlarına yer verilir.
Tebliğ tarihi
MADDE 52 – (1) İlan yoluyla tebliğ, son ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılır. İlan yoluyla tebliğ yapılmasına karar veren merci, işin gereğine göre daha uzun bir süre tayin edebilir. Ancak bu süre onbeş günü geçemez.
İlanen tebliğ başvurulacak son çaredir. Yani gerekli tüm tebliğ işlemleri yapılmasına ve araştırmalara rağmen kişinbin adresi tespit edilememişse bu yola başvurulabilecektir.
Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti:
Madde 35 – Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
(Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
(Değişik: 19/3/2003-4829/11 md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
(Ek : 6/6/1985 – 3220/12 md.; Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.
(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır.
Maddenin 1.fıkrasında yargı mercilerine bildirilen adresin değiştirilmesi halinde durumun ilgili mercie bildirilmesi, bu bildirimden sonra yapılacak olan tüm tebligatların bu adrese yapılacağı hususu düzenlemektedir. Maddenin ikinci fıkrasında adres değişikliği bildirilmediği taktirde doğrudan 35.maddeye göre tebligat yapılamayacağı, kişinin adres kayıt
sisteminde başka bir adresi yok ise o zaman 35.maddenin devreye girebileceği düzenlenmiştir. 35.maddenin uygulanabilmesinin diğer önemli şartlarından biride yargı merciine bildirilen adrese daha önce usulüne uygun tebligat yapılmış olması şartdır
Maddenin 4.fıkrasında tüzel kişilere 35.maddeye göre tebligat yapılması durumu düzenlenmiştir. Madde açıkça daha önce tebligat yapılmış olma şartı aranmadığı, tüzel kişinin resmi kayıtlardaki adresine bu madde gereğince doğrudan tebligat çıkarılabileceği düzenlenmiştir.